İTALYAİtalya'da Bisiklet Sporu'nun Tarihi

İTALYA’DA BİSİKLET SPORU’NUN TARİHİ

İTALYA’DA BİSİKLET SÜRMEK ADETA BİR TUTKU.

Tarih: 2 Mayıs 2021

Bisiklet sporu’nun yaygınlığını tüm İtalya’ya mal etmek ne kadar doğru bilmiyorum çünkü sadece Kuzey İtalya’yı biraz tanıma ve her gün gözlemleme şansı bulmuş biriyim. Tanık olduğum kadarıyla her üç kişiden birinin profosyonel bisikleti, kıyafetleri ve diğer aksamları mevcut ve her hafta sonu gerek tek, gerekse grupça bisiklet sürüyorlar. Yollar iki aracın yan yana geçerken zorlanacağı kadar dar ama buna rağmen sürücüler büyük bir sabırla bisikletçilerin ardında gidiyorlar. Çocuklar iki yaşından itibaren kasklı, koruma aksamları ile ebeveynleri ile bisiklet sürmeyi kurallar çerçevesinde öğreniyorlar. Kimi aileler çocuklarını bisiklet antrenörlerine teslim ediyorlar. Hafta sonları sıra sıra dizilmiş çocukları bisikletleriyle öğretmenlerinin ardı sıra giderken görüyorsunuz.

İTALYA’DA BİSİKLET SPORU’NUN YAYGIN OLMASININ NEDENİ NEDİR?

19.Yüzyıl’ın ikinci yarısında Fransa’da keşfedilen bisiklet, ilk önce burjuvalar arasında kullanılsa da sonradan toplumun her kesimi tarafından kullanılan bir araç haline geldi. 20.Yüzyıl’ın başlarında ise Kuzey İtalya’da (Fransa’ya yakınlığından dolayı olsa gerek) ; Bianchi, Olimpia, Lengano, Torpado, Maino, Atala gibi bisiklet markaları doğdu. 13 Mayıs 1909’da La Gazzetta Della Sport adlı spor gazetesi satışlarını arttırmak için bir bisiklet yarışı düzenledi. Bugün dünyanın en meşhur bisiklet yarışı olan Giro D’İtalia böyle doğmuş oldu. Giro D’İtalia sadece gazeteye para kazandırmadı, aynı zamanda ülkenin güzel yerlerinin de tanımasını da sağlayarak turizme de katkı sağladı.

Mayıs 1909 tarihli La Gazzetta Della Sport ‘dan bir sayfa

13 Mayıs 1909 Giro D’İtalia’nın ilk yarışından bir fotoğraf

Costante Girardengo Giro D’İtalia’nın ilk şampiyonu

GIRO D’ITALIA NASIL ÜLKE ÇAPINA YAYILDI?

Bu yarışın ilk şampiyonu Costante GİRARDENGO bir milyonere dönüşünce, özellikle kırsal kesimden pek çok genç için bisiklet çok cazip bir spor haline geldi. Daha sonra art arda şampiyon olan bisikletçiler olunca, heyecanı düşürdükleri, bahisleri, satışları etkiledikleri için, yarışlardan çekilmeleri karşılığında yarışın birincilik ödülünü (22.500 Lire) direkt verdikleri dahi oldu.

Bisikletçilerin çoğu kırsal kesimin fakir ailelerindendi. Her çocuk bisiklet şampiyonu olabilmeyi hayal ederken, ailelerinin ihtiyacını karşılamak ve para kazanmak için bir araç olarak kullanırlardı. Örneğin en meşhur bisiklet şampiyonlarından biri olan Fausto COPPİ fakir bir ailenin çocuğuydu ve bisiklete binmeyi salam ve ekmek dağıtabilmek için öğrenmişti.

Fausto COPPİ

BİSİKLET SPORU’NUN 2. DÜNYA SAVAŞI SIRASINDA İTALYA’YA ETKİSİ NE OLDU?

İkinci Dünya Savaşı başlayınca İtalya bisiklet tutkusunu rafa kaldırmak zorunda kaldı. Profosyonel sporcular vatanlarını desteklemek, halkı örgütlemek, birlik bilinci oluşturabilmek için çeşitli siyasal gruplara katıldılar. Hatta Gino BARTALİ Floransa’dan Asissi’ye hayatını tehlikeye atarak, Yahudilerin toplama kamplarına düşmeden ülke dışına kaçabilmelerini sağlayacak pasaport ve diğer belgeleri bisikletiyle gizli gizli taşıyarak kahramanlık yapmıştır. Fausto COPPİ ve Fiorenzo MAGNİ de bu kahraman şampiyonlardandı.

Gino BARTALİ (Ginettaccio)

Fiorenzo MAGNİ

1932’den itibaren radyo en önemli yarışları üç renkte (siyasi düşünce bağlamında) yayımlamaya başlamış, tüm taraflar arasında birlik, aynı duygularda birleşim, ulusal bilinç aşılamak amacıyla bisiklet sporu kullanılmıştır. Bisikletçilerin gösterdiği kahramanlıklar sebebiyle bu sporun kullanımı gerçektende halkı bütünleyici bir etki yaratmıştır.

1945’den sonra savaştan yara almış yollar, köprüler, moloz yığınlarıyla dolu köyler, şehirler İtalyanları durduramadı ve Giro D’İtalia yarışını yeniden doğuş simgesi sayarak düzenlemeye karar verdiler. Bisikletçilerin savaş zamanı gösterdiği kahramanlıklar gençleri bisiklet sporuna daha çok yaklaştırmış, seyirciyi de daha fazla bağlamıştı.

Savaş sonrası İtalya’da kimi siyasi gruplar oluştu. Koministler, Hırıstıyan Demokratlar ve kilise arasında ciddi bir çekişme vardı. Amerika Birleşik Devletleri Hırıstıyan Demokratlar ve Kilise’nin büyümesi için gerekli ham maddeyi ve parayı vermesine karşın, savaştan yeni çıkmış, fakir düşmüş halk için Kominizm daha cazip geliyordu. Sonunda Papa IX sahaya inerek Kominizm’in gücünü kırabileceğini düşündü. Bisikletçiler halk arasında öyle çok seviliyor ve değer görüyordu ki kahraman bisikletçilerden de yanlarında olmasını istedi ama bisikletçiler siyasetin içinde olmayı kabul etmediler. Oylarını Hırıstıyan Demokratlar ve Kilise için kullandıklarını ise gizlemeye çalışmalarına rağmen bu öğrenilince, ne kadar bu işin içinde olmak istemeseler de siyasetçiler, olası bir iç savaşı önlemek, taraflar arasında birliği sağlayabilmek için sporcuların isimlerini kullandılar.

2. DÜNYA SAVAŞI SONRASI DA BİSİKLET SPORU AYNI İLGİYİ GÖRDÜ MÜ?

Marshall yardımıyla birlikte Amerikan Emperyalizm ‘nin etkisi İtalya’yı da etkisi altına aldı. Tüketim anlayışı hız kazanmaya başlayınca yeni markalar doğdu ve bu markalar reklamlarını yapmak için en popüler spor dallarını kullanmaya başladılar. Profosyonel bisiklet ekiplerine kendi isimlerini vererek sponsor oldular. Bunu ilk yapan büyük firma NİVEA idi.

Sporcu Fausto COPPİ ‘nin vefatından sonra seyircinin içindeki bisiklet aşkı da sönmeye başladı. Sanayileşme ile işçiye duyulan ihtiyaç, kolay para kazanma isteği ile kırsal kesimden şehirlere göç başlayınca dağ yollarında şampiyon birer bisikletçi olmanın hayalini kuran gençlerden eser kalmadı. Bisikletin yerini Lambretta ve Fiat 500 aldı. Bisiklet üreten firmalar üretimi azaltmaya başladılar. Diğer spor dalları önem kazanmaya başladı.

Lambretta

Sonrasında bisiklet sporunu eski şaşalı günlerine döndürmek için yarışlar düzenlendi ama yarışçılar içinde o köy yollarının güçlü gençleri yoktu. İnsanların içinde heyecan yaratacak düzeyde bisiklet kullanamıyor olmaları doping kullanımına itti. Bu da seyircinin ilgisini iyice azalttı. Üstüne bisikletteki teknolojik gelişme, yarış güzergahlarının değişmesi, kolaylaşması, doping kullanımındaki yaygınlık bisikleti bir kitle sporundan daha az kişinin izlediği ve yaptığı bir spor dalı haline getirdi.

Fiat 500

Bu durum 1990’larda Marco PANTANİ adında bir yeteneğin ortaya çıkıp da İtalyanlar arasında bisiklet sporu aşkını yeniden körükleyene kadar sürdü.

Marco PANTANİ

Francesco CONCONİ adlı bir akademisyen doktor sporcuların kanını daha oksijenli hale getirebilmek için birkaç defa kan değişimi yapıyor ve sporcular saat rekoru kırabilecek kadar güçleniyorlardı. Bu uygulama sporcular arasında etik olmamasına rağmen sıradan hale geldi. Başarıların hiç biri sporcunun sayılamıyordu seyirci için. CONCONİ bu suçtan yargılanmasına rağmen güçlü tanıdıkları (dönemin başbakanı gibi) olduğu için ceza almadı. Haliyle halk kim kazanırsa kazansın bileğinin hakkıyla olmadığına inanıyordu. Bu manada bisikletçilere güven sarsılmış, 2001 Giro D’İtalia yarışında Carabinieri sporcuların otel odalarına baskın düzenlemiş, yarışa katılan 20 takımdan 18’nin odasında 160 çeşit doping maddesi bulunmuş, 53 bisikletçi diskalifiye edilmiştir.

Marco PANTANİ yarışları daima kazanan hırslı bir bisikletçiydi. İlegal bahisleri alt üst ediyor. Bahis oynayanların daima kazanması bahisleri yönetenleri zarara uğratıyordu. Bir yarışta PANTANİ’ye yapılan kan testinde de %50 düzeyinde kullanımına izin verilen bir madde %53 çılmış, tüm itirazlarına rağmen suçlu görülmüştü. Sonradan ciddi bir kaza geçirmesine, bacaklarında platinlerle fizik tedaviler görmesine rağmen, hırsıyla sahalara geri dönmüş ama otel odasında yüksek dozda eroin kullanımından ölü bulunmuştur. İtalyanlar PANTANİ ‘nin sporu bu kadar severken, geri dönmek için azimle o kadar uğraşmışken, uyuşturucu kullanmayacağını düşündükleri, otel odasında da kavga edildiğine dair görüntüler bulunduğu için, bahislerde zarara uğradıklarından mafya tarafından öldürüldüğüne dair söylentiler yayılmıştır ama ispatlanamamıştır.

PANTANİ’nin hayatı beni çok etkiledi. İtalyanca olmasına rağmen izlemenizi tavsiye ettiğim bir belgeseli sayfaya mutlaka eklemem gerektiğini düşündüm.

Documentario – MARCO PANTANI – IL PIRATA

İtalya’da bugün 20’den fazla bisiklet yarışı var. Bir kaç dakika da olsa heyecanına tanık olmanız için ,bu yarışlardan biri olan Milano-Sanremo 2021’den video linkiyle bisikletseverler için hazırladığım bu yazıyı bitiriyorum. Esen kalınız

Milano-Sanremo 2021

KAYNAKLAR:

https://wsimag.com/

https://www.avvenire.it/

https://www.federciclismo.it/it/

https://www.gazzetta.it/

https://inzonacesarini.wordpress.com/

______________________________________

Yazının tüm telif hakları bana aittir. ©️Kopyalamaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir